Kaygılarınızla nasıl baş edebilirsiniz? Kaygı Bozuklukları nasıl geçer?

Hayatın belirsizliği karşısında hepimiz bir parça kaygılanırız.

Ödenecek faturalar, girilecek sınavlar, çıkılacak yollar, atılacak adımlar. Ancak tüm bunları yaparken katlandığımız bir parça kaygı muhtemelen kaygıyı hiç hissetmediğimiz bir senaryodan farklı olarak motivasyonumuzu yükseltip, kendimiz için en uygun olanı, en iyi performansla yapmamıza katkı sağlayacaktır. O halde sahip olduğumuz enerjiyi arttıran ve sınırlı kaynakları daha etkin kullanmamızı sağlayan bir araç olarak değerlendirildiğinde kaygı oldukça işlevsel bir duygudur.

Ne yazık ki kaygının işlevsel olmasından ancak belli sınırlar dahilinde bahsedilebilir. Çünkü kimi zaman kaygının kontrol edilemediği durumlarda bırakın insanın bırakın motivasyonunu arttırmayı, hareket edemeyecek, sosyal ve psikolojik olarak sorunlar yaşayacak duruma gelmesinde büyük rolü olduğunu görebiliyoruz. Böyle durumlarda aslında hepimizin hissettiği duygunun yani kaygının bozukluğundan bahsetmek gerekiyor.

Kaygı bozukluklarının toplumumuzda görülme oranı oldukça yüksektir. Aslında günlük yaşamda fark etmeden evhamla, pinpirikli olmakla, birinin üstüne çok düşmek, bir konuda çok hassas olmak, bir şeyi kafaya çok takmakla sık sık kendine ithafta bulunuruz. Kimi zaman bizi bunaltan, sıkan, gece uyutmayan, ağrılar ve korkularla dolu bir dünyada yaşamaya mahkum eden bu duygunun farkında varmak ve çözüm için bir girişimde bulunmak hayat kalitemizi daha önce olmadığı kadar arttırabilir.

Elbette her anı ama özellikle hassas zamanları kimlerden, nasıl destek alarak geçirdiğiniz hayatınızın geri kalanına ciddi etkide bulunabilir. Bu yüzden terapistinizi seçerken dikkatli davranmanız gerekir.

Unutmayın her yol engebelidir, önemli olan engelleri en az hasarla aşarak istediğimiz amaca, hala onu arzuluyorken ulaşabilmektir.

Sağlıklı vakitler dileğiyle.